YAKMA KENDİNİ!
Geçen gün bir duraktayım. Dolmuş bekliyorum. Kulübede beş kişiyiz. Ben ayaktayım. Yer yok. Hava kararmak üzere. Eve dönmem gerekli. Bir dolmuş geldi. Diğer dört kişi bu dolmuşu bekliyormuş. Hepsi bindi ve gitti. O güzel insanlar o güzel dolmuşta şimdi. Ben de bari oturayım diyorum ve artık boş olan yere yapayalnız oturuyorum. Diyorum ki iyi ki gitmişler ki ben de oturma fırsatı buldum. Fakat ne hikmetse benim beklediğim dolmuşlar beni almıyor. Dolmuşların hepsi dolmuş. Ağzına kadar... Camlara yapışan insanlar görüyorum. Keşke diyorlar sanki. Keşke biz de senin gibi dışarıda olabilsek. Hadi ordan gibisine bir bakış atıyorum. Bekliyorum. Biliyorum ki o dolmuş mutlaka gelecek...
Hava artık kararmış. Hafiften gök gürlüyor. Görüyorum. Uzaklarda bir yerlerde şimşekler çakıyor. Yağmur diyorum. Yağmur bastırmadan dolmuşa binebilsem. Sonra diyorum ki, kendine gel oğlum nimetten kaçılır mı? Sonra ne yani diyorum ,ıslanıp hasta mı olayım. Ben içimde bu paranoyayı yaşarken bir adam geliyor yanıma. Biraz uzun, biraz şişman. Kırk beş, elli yaşlarında. Kirli sakalı var. Hem de sararmış bir kirli sakal. Git de şu sakallarını yıka diyorum içimden. Suratından pislik akıyor. Sanırım kirli sakal mevzusunu tamamen yanlış anlamış bu adam. Üstünde, soluk kırmızı çizgili bir gömlek var. Saçları Ömer Çelakıl'ın şaçlarına benziyor. Fakat biraz daha değişik. Karmaşık style diyebilirim. Altında siyah bir kumaş pantolon. Ayağında bir kundura ayakkabı. Beyaz çorapları görünmek ve görünmemek çelişkisini yaşıyor. Topuklarına odaklanıyorum. Topuklarıyla kunduranın arka kısmını ezerek terlik niyetine kullanıyor. Sonra farkediyor onu süzdüğümü. Dost başa düşman ayağa bakar deyimini kafamda yaşayıp ayaklarına bakmaya devam ediyorum. Elinde 33'lük siyah bir tespih var. Ve artık yanımda oturuyor. Sessizlik hakim. Sessizliği bölen tek şey tespih şaklamaları. Bir an önce dolmuş gelse de gitsem diyorum. Uzaktan bir çift far yaklaşıyor. Dolmuşu görüp ayağa kalkıyorum. Hevesle... Ama o da dolu. Tekrar yeşil çam filmlerinden kopup gelmiş bu kötü adamın yanına oturuyorum. Bana bakıp sararmış dişleriyle sırıtıyor. 'Nasıl binemedin ama hahahah' dermiş gibi... Asabım bozuluyor. Susuyorum...
Yeğen diye sesleniyor. 'Nerden yeğenin oluyorum lan ben senin'. Diyemiyorum. Sınırlanıyorum. Sınırlarıma hakim olamıyorum. 'Buyur dayı' deyiveriyorum. Bir paket çıkıveriyor meydana. İster misin diye soruyor. Afallıyorum. 'Yok' diyebiliyorum sadece. Tedirgin oluyorum. Derken bir korna sesi. Bir taksi duruyor önümde adam apar topar biniyor arabaya. Şaşırıyorum. Ama rahatlıyorum da bir yandan. Kurtuldum artık o pislik heriften. Gözüm bir şeye ilişiyor. Evet o paket. Yanımda... Küçük bir şok daha geçiriyorum. 'İçine baksam mı ki. Ne var acaba' diyorum. Ama her pislik beklenir o adamdan. Potansiyel suçlu. Şüpheli bir paketle baş başayım. Sonra düşünüp taşınıp cebimden telefonumu çıkarıp 110'u tuşluyorum. Bir bayan çıkıyor telefona. 'Alo' diyorum. 'Yanımda şüpheli bir paket var'. Yanıyormu? diye soruyor. Hayır diyorum. 'Kapa kardeşim o zaman meşgul etme' diyor. Şaşırıyorum. Sonra hatamı anlayıp bu sefer 155'i arıyorum. Aynı sözü tekrarlayıp paketten bahsediyorum. 'Paketi tarif et' diyor. 'Siyah' diyorum. 'Bakkal poşeti. İçinde ne olduğu belli değil'. 'E neden bakmıyorsun' diyor. 'Ya patlarsa' diyorum. 'Kardeşim her gün senin gibi 10 tane manyak arıyor. Hiç bakkal poşetinin içinde bomba olur mu?' Diyor. Olmaz mı? diyorum. 'Ben olsam o poşete koymazdım. Hadi bak içine diyor.' Künyeyle müdahale etsem diyorum. Bir ses dııt dııt dııt dııt... Sanırım beni sapık sanıyorlar...
Sonra cesaretimi toplayıp açıyorum poşeti. Gözlerime inanamıyorum. İçinde...tütün var. Bir kaç tane da sarılmış sigara... Bir insan kendine bu kötülüğü nasıl yapar? Ne yapsam diye düşünüyorum. Tekrar telefonumu çıkarıp. 171'i arıyorum. 'Alo. Sigara bıraktırma hattı mı?' -'Evet buyrun. Nasıl yardımcı olabilirim?' 'Yanımda bir paket tütün ve birkaç sigara var. Bunları uzak bir yere bıraktırabilirmisiniz?' Yine aynı ses. Dııt dııt dııt dııt. Aradığım her kurumda lakayıt tavırlar... Derken dolmuş geliyor ve biniyorum. Oturacak yer yok ve ayaktayım. Buna da şükür diyorum. Yaklaşık 25 dakika sonra iniyorum. Doğru karakola... Bakın diyorum beni ciddiye almadınız içinden ne çıktı? Nee diyor içlerinden biri buraya mı getirdin? Hemen üstüme atlıyor. Elimden paketi alırken tütün diyorum. İçinde tütün var. Oyacakmış gibi önce bana bakıyor, sonra poşete. Ne olmuş tütün varsa diyor. 'Potansiyel suç aleti' diyorum. 'Orada bıraksaydım birileri delil karartmak isteyebilirdi.' Aralarında konuşuyorlar duyuyorum. Deli olduğumu düşünüyorlar. 'Nasıl bir suç aleti anlat bakalım' diyor. Omuzlarında yıldızları olan bir tanesi sırıtarak. 'Bakın' diyorum 'şahıs önce kendini sonra ailesini ya da çevresindekileri öldürmek istedi.' Nasıl yani diyor. 'Sigara diyorum slow motion (sılov movşın) intahar şeklidir. İçtikçe hem kendini hem çevresindekileri öldürüyor zanlı' diyorum. Gülüyorlar. Ama hak veriyorlar sonrasında. Biraz muhabbet ediyoruz. Bana çay ikram ediyorlar. Bir tanesi 'rahat ol bu zamlardan sonra insanlar zaten gazeteye çay sarıp onu içerler ancak' diyor. Gülüyoruz.
Keşke diyorum bir paket sigara 50 tl falan olsa. Ne zaman sigaraya zam gelse mutlu oluyorum. Rahmetli dedem, zamanında birinci diye bir sigara içerdi. Yıllar önce. Çok ucuzdu. Sigarayı ucu ucuna ekleyerek yakardı. Evin içinden buharlı tren geçmiş gibi olurdu. Yahut bir sis bombasına maruz kalmış gibi olurduk. Dedem 70' inden sonra sigarayı bıraktı. 'Dede' dedim nasıl bırakabildin. 'Ameliyatta bir öbür tarafa gidip gelince... ne yapsaydım' dedi. Güldü. 'İrade meselesi' dedi. 'Geç oldu ama bıraktım...' Mekanı cennet olsun. Bir insan 70'inden sonra birinci gibi bir sigarayı bırakabiliyorsa herkes yapabilir. Bırakın gitsin şunu...Hem kendi hem çevrenizdekilerin sağlığına yazık. Sinekler bile konmuyor sigara içene nikotinden. Eve gittiğinizde çoluğunuzu çocuğunuzu öpmeyin hiç yoktan. Benim için ha sigara içen birini öpmüşüm, ha kül tablasını yalamışım bir farkı yok... İğrenç... Hem kesenize de yazık. Ortalama bir sigara paketi 7.5 tl olsun her gün bir paket sigara alan biri yılda yaklaşık 3000 tl harcıyor. Akıl karı değil.
Ne derler bilirsiniz :
Vakit Geç Olurda Bırakamazsan Sigarayı
Mezarının Başında Bağlayıverirler Karayı
Çok da iyi bakın kendinize. Dumansız hava sahasına doğru yol alalım. #direnhava
çok güzel yazmışsın kardeşim, keyifle okudum :) inş. ben de bırakırım şu illeti.
YanıtlaSilsağolasın kardeşim, bırakırsın niye bırakamayasın dedemin de dediği gibi irade meselesi :)
SilMerhabalar;
YanıtlaSilBlogunu yeni keşfettim ve hemen takibe aldım.
26. takipçin benim.. :)
Bana da gelirsen sevinirim :)
♥ Sevgiler ♥
http://whiteglaze.blogspot.com
twitter: @_gamzeahmet_
teşekkür ederim, tabiki gelirim :)
Sil