HAYIRDIR HİTLER!
Gençliğinde sadece ressam olmak hayalleri kuran sakin bir adam. Babasının onun memur olmasını istediği için babasıyla sık sık zıtlaşıyor. Babasını 14 yaşındayken kaybediyor Adolf. Bu sıralarda ağır bir ciğer hastalığı geçiriyor ve 1 yıllığına okuldan ayrılıyor. Sonrasında ise maddi sorunlar nedeniyle inşaatta çalışmaya başlıyor. Okuduğu kitaplar neticesinde antisemitist olan Hitler. Yahudi düşmanlığının şöyle başladığını ifade ediyor. "Ne zaman bir tiyatro gösterisi, bir müzik abartılırsa Yahudi yapımı bir şey olduğunu görüyordum. Bunu abartanlar da Yahudilerdi. Birçok alanı ele geçirdikleri için tüm alanlarda birbirlerini kayırıyorlardı. Güzel bir Alman yapıtı 10 üzerinden 5 alamazken Yahudi yapıtları 10 alıyordu. Bu yüzden bir anti-semitist olmaya karar verdim." Böyle şekillenmeye başlamış Adolf'un düşünceleri. Hayata farklı bakar olmuş. Aradan yıllar geçmiş ve siyasete atılmış. Daha önceleri Avusturya vatandaşlığından ayrılmasına rağmen ancak Alman vatandaşlığına geçebilmiş. Bu fırsatla da Cumhurbaşkanı adayı olmuş. O dönemde yaşanan 'büyük buhran' ı fırsata dönüştürerek devletin başına geçmiş. Aslında bakarsanız iktisadi reformlarıyla Almanya'yı içinde bulunduğu ortamda güçlendirmeyi başarmış kendisi.
Hitler'in genel olarak ele alınan en önemli özelliği insanları çabuk etkileyebiliyor olmasıydı. Bunu nasyonal sosyalizm propagandasıyla birleştirerek halka sunuyordu. Hitler'in üstün bir insan olduğu lanse ediliyor, konuşmalarındaki tavırlarıyla bunu, onu dinleyen kitleye hissettirmeye çalışıyordu. Mücadeleci bir kişilik sergilemeye çalışıyor ve üstün niteliklere sahipmiş izlenimi vermek için vücut dilini etkin bir biçimde kullanıyordu. Sert bakışlar, ani hareketler ve uzun konuşmalar propaganda amacı ile yapılan ayrıntılardı. Hitler bu hareketlerle halkın gözünde hit olmaya çalışıyordu. Yazarlık ta yapmış olan Adolf'un en önemli tutkusu ise resimdi. Kendini bu alanda otorite kabul ediyordu. Anlatılanlara göre Hitler'in hayatı saplantılarla doluydu. En büyük saplantısıysa ölümsüzlük hissinin olmasıydı. Bunun en büyük nedeni de kendinden önce doğan tüm kardeşlerinin ölmüş olmasıydı. Bir de savaş alanında içine doğan bir sesin orayı terk etmesini söylemesi var. Hitler de bu mevziyi terk edince buraya bomba düşüyor. Ve führer kurtulmuş oluyor. Bazı yakınlarının anlattıklarına göre de Hitler geceleri çığlıklarla uyanıyor. Ve gece yarısı dakikalarca köşede bir şeyin olduğunu söylüyor sürekli bir şeylerin geldiğinden bahsediyordu. Sonra mırıldanarak tekrar uyuyordu. Anlayacağınız Adolf kafayı kırmıştı. Artık kendisine iyi sıhhatte olsunlardı. Anlatılanlar belki gerçek belki sadece safsata. Fakat halk böyle bir adamdan nasıl etkileniyordu. Ya da Führer halkı nasıl etkiliyordu. Bunun çeşitli yanıtları var olmakla birlikte şu anda girmeyeceğim.. Ben de kafayı kırmak istemiyorum...
Hitler'in sağ kalan kardeşlerinden biriyle yaşadığı bir hadise : Almanların ünlü diktatörü ve malum herkes tarafından bilinen bir yazar olan Adolf Hitler, Yahudilere soykırım yaptığı dönemlerde kendisinden daha hassas ve insancıl olan kardeşiyle konuşuyorlardı. Ama Adolf kardeşini her zaman bir düşman olarak görmekten kendini alıkoyamıyordu. neredeyse Yahudilerden farksızdı hatta onlardan bile tehlikeliydi gözünde. Bir gün Adolf Hitler kardeşiyle masada yemek yerken birden belinden silahını çekti ve masanın üstüne koydu.-
Hitler'in genel olarak ele alınan en önemli özelliği insanları çabuk etkileyebiliyor olmasıydı. Bunu nasyonal sosyalizm propagandasıyla birleştirerek halka sunuyordu. Hitler'in üstün bir insan olduğu lanse ediliyor, konuşmalarındaki tavırlarıyla bunu, onu dinleyen kitleye hissettirmeye çalışıyordu. Mücadeleci bir kişilik sergilemeye çalışıyor ve üstün niteliklere sahipmiş izlenimi vermek için vücut dilini etkin bir biçimde kullanıyordu. Sert bakışlar, ani hareketler ve uzun konuşmalar propaganda amacı ile yapılan ayrıntılardı. Hitler bu hareketlerle halkın gözünde hit olmaya çalışıyordu. Yazarlık ta yapmış olan Adolf'un en önemli tutkusu ise resimdi. Kendini bu alanda otorite kabul ediyordu. Anlatılanlara göre Hitler'in hayatı saplantılarla doluydu. En büyük saplantısıysa ölümsüzlük hissinin olmasıydı. Bunun en büyük nedeni de kendinden önce doğan tüm kardeşlerinin ölmüş olmasıydı. Bir de savaş alanında içine doğan bir sesin orayı terk etmesini söylemesi var. Hitler de bu mevziyi terk edince buraya bomba düşüyor. Ve führer kurtulmuş oluyor. Bazı yakınlarının anlattıklarına göre de Hitler geceleri çığlıklarla uyanıyor. Ve gece yarısı dakikalarca köşede bir şeyin olduğunu söylüyor sürekli bir şeylerin geldiğinden bahsediyordu. Sonra mırıldanarak tekrar uyuyordu. Anlayacağınız Adolf kafayı kırmıştı. Artık kendisine iyi sıhhatte olsunlardı. Anlatılanlar belki gerçek belki sadece safsata. Fakat halk böyle bir adamdan nasıl etkileniyordu. Ya da Führer halkı nasıl etkiliyordu. Bunun çeşitli yanıtları var olmakla birlikte şu anda girmeyeceğim.. Ben de kafayı kırmak istemiyorum...
Hitler'in sağ kalan kardeşlerinden biriyle yaşadığı bir hadise : Almanların ünlü diktatörü ve malum herkes tarafından bilinen bir yazar olan Adolf Hitler, Yahudilere soykırım yaptığı dönemlerde kendisinden daha hassas ve insancıl olan kardeşiyle konuşuyorlardı. Ama Adolf kardeşini her zaman bir düşman olarak görmekten kendini alıkoyamıyordu. neredeyse Yahudilerden farksızdı hatta onlardan bile tehlikeliydi gözünde. Bir gün Adolf Hitler kardeşiyle masada yemek yerken birden belinden silahını çekti ve masanın üstüne koydu.-
kardeşine; -Al bu silahı ve beni vur!!!
kardeşi şaşkın bir şekilde; -Ama sen benim ağabeyimsin neden seni öldüreyimki?
adolf hitler çok sakin ve soğukkanlı bir şekilde; -Çünkü sen beni öldürmezsen ben seni öldürücem. Senin bir gün beni devirip Alman ordusunun başına geçme olasılığın uykularımı kaçırıyor.
kardeşi; -Hayır ne senin yerine geçmek gibi bir düşüncem var nede şu an seni öldürmek..
iyi peki der Adolf ve hiç düşünmeden silahı masadan alır ve öz kardeşini şakağından vurarak öldürür..
Dedim ya kırmış kafayı adam. Kimine göre cani, kimine göre kahraman bir lider. Tek bildiğim 6 yılda Almanya'yı süper güç yapması. Son olarak Adolf'un ölümüne değinicem:
Savaş sonucunda Almanya'nın yenilgisinin kesinleşmesi ve ümitsizliğin iyice artması üzerine 30 Nisan 1945'te Berlin'de eşi Eva Braun'la birlikte intihar etmeye karar verirler. Kendilerini bir odaya kaparlar ve önce Eva Braun içinde siyanür bulunan bir kapsülü ısırır ve zehir saniyeler içinde etkisini gösterir, hemen ardından ise Hitler bir siyanür kapsülünü ısırır ve eş zamanlı olarak tabancayla sağ şakağına ateş eder. Kendi isteğiyle bahçesinde benzinle cesetleri bombaların neden olduğu bir çukura yerleştirilip yakılmıştır. Hitler'in bunu istemesinin sebebinin Sovyet ordusu tarafından yakalanıp teşhir edilmek istememesi olduğu iddia edilmektedir.
Savaş sonucunda Almanya'nın yenilgisinin kesinleşmesi ve ümitsizliğin iyice artması üzerine 30 Nisan 1945'te Berlin'de eşi Eva Braun'la birlikte intihar etmeye karar verirler. Kendilerini bir odaya kaparlar ve önce Eva Braun içinde siyanür bulunan bir kapsülü ısırır ve zehir saniyeler içinde etkisini gösterir, hemen ardından ise Hitler bir siyanür kapsülünü ısırır ve eş zamanlı olarak tabancayla sağ şakağına ateş eder. Kendi isteğiyle bahçesinde benzinle cesetleri bombaların neden olduğu bir çukura yerleştirilip yakılmıştır. Hitler'in bunu istemesinin sebebinin Sovyet ordusu tarafından yakalanıp teşhir edilmek istememesi olduğu iddia edilmektedir.
Hitler, iki vasiyetnamesinden ilki olan siyasi vasiyetnamesinde "Almanya'nın bütün milletler ve Alman ulusu için zehir gibi tehlikeli olan Yahudileri ve Bolşevizm'i kovalamaktan asla vazgeçmemesi" gerektiğini belirtmekteydi. Hitler'e göre Almanya'nın geleceğini tartışmasız bu olgu belirleyecektir. Hitler, savaşa girmekte haklı olduğunu savunuyor ve yenilgiden korkak yalancı generalleri sorumlu tutuyordu. İkinci vasiyeti olan özel vasiyetnamesinde ise tüm hayatı boyunca topladığı sanat eserleriyle doğduğu şehir olan Linz'de bir müze kurulmasını istedi. Tüm şahsi mallarını partiye, eğer parti kalmamışsa devlete bıraktığını ifade etmiştir..
Yorumlar
Yorum Gönder